Antalya’da Developer Olmak: Bir Kariyer Değil, Bir Yaşam Tercihi

2025-10-12
2000 yılından beri Antalya’da yaşayan bir full-stack developer olarak, bu şehirde “yazılımcı olmak” üzerine söyleyecek epey sözüm var. Bu yazıyı bir başarı hikâyesi gibi değil, yol boyunca edindiğim deneyimlerden samimi notlar olarak görebilirsin. Belki sen de Antalya’da developer olmayı düşünüyorsundur ya da sadece merak ediyorsundur. O zaman buyur, başlayalım.
Antalya’da Developer Olmak: Bir Kariyer Değil, Bir Yaşam Tercihi

Sabah 07:30. Laptopun başında, sıcak bir kahve elimde. Ekranlardan birinde açık bir SSH terminali, balkondan baktığımda ise yeni doğan güneşin aydınlattığı Torosların silüeti var. Ofise gitmek ile evden çalışmak arasındaki o karşı koyamadığım konfor alanından çıkmalısın dürtüsünü bi türlü tam olarak bastıramıyorum. Fakat Antalya’nın o meşhur trafik sorunsalı olmasa, belki de bu kadar mızmızlanmayacak, giyinip çoktan ofise gitmiş olacaktım.

İstanbul’da dolmuş, metrobüs, metro, vapur ya da özel araç fark etmiyor… 35 yaşını devirmiş meslektaşlarım için gerçekten üzülüyorum. Bir yanda yüksek deprem riski, diğer yanda stres dolu bir şehir yaşamı; zamanla birlikte kişisel hayatın da sessizce elinden kayıp gidiyor. İnsan bu girdabın içinde yaşarken, her şeyin yolunda gittiğini, harika bir kariyer için çalıştığını sanıyor. Oysa bir gün başka bir çalışma düzenini deneyimlediğinde, farkındalıkla birlikte gelen pişmanlık gerçekten tarifsiz olabiliyor. Elbette bu herkes için geçerli değil; istisnalar her zaman vardır.

Ama belki de Antalya’da bir developer olmanın en büyük lüksü, zamanın ve mekânın efendisi olabilmektir.

“Antalya Cennet Mi?” Deyip Başlayalım

Kolaylıklar & Avantajlar

Hayat-İş Dengesinin Lokomotifi
Bizim nesil “work-life balance” terimini sonradan öğrendi. Antalya ise bunu size zorla öğretir. Saat 17:00’de işi bitirdiğinizde, kendinizi bir plajda yüzerken, dağ yolunda yürürken ya da bahçede mangal yaparken bulabilirsiniz. Bu sadece bir lüks değil; zihinsel yenilenme ve motivasyon için bir zorunluluktur. Belki de tükenmişliğe karşı en güçlü panzehir budur.

Remote Çalışma ve Özgürlük
Eskiden sadece “freelancer”lar için geçerli olan remote çalışma, artık bir yaşam biçimi haline geldi. Antalya’dan New York’taki ya da Berlin’deki bir şirkete hizmet verebiliyorsunuz. Bu durum sadece finansal değil, kariyer çeşitliliği açısından da büyük bir avantaj. Ofisten çıkıp 20-25 dakikada denize girebilmek? Paha biçilemez.

Antalya Teknopark’ın Olgunluk Çağı
Antalya Teknopark artık emekleme dönemini çoktan geride bıraktı. Turizm teknolojilerinden oyun stüdyolarına, yazılım evlerinden savunma sanayine kadar pek çok farklı alan burada yer buldu. Özellikle orta seviye developerlar için ciddi fırsatlar mevcut. Vergi avantajları hâlâ cazip ve sektör artık çok daha profesyonel bir yapıya kavuşmuş durumda.

“Her Güzelin Bir Kusuru Vardır”

Zorluklar & Gerçekler

Trafik: Kabusa Dönüşen Cennet
30 yıl önce Antalya’da araba kullanmak bir keyifti. Şimdi? Özellikle yaz aylarında D400, Lara Yolu, Konyaaltı Bulvarı adeta bir savaş alanına dönüşüyor. Turizm şehri olmanın belki de en acı bedeli bu. Toplu taşıma, artan nüfusa yetişemiyor. Katlı kavşaklar ve alternatif yollar hâlâ ihtiyaçların çok ama çok gerisinde. Bu nedenle remote çalışmak artık sadece bir tercih değil, bir akıl sağlığı meselesi haline geldi. Ofise gitmeniz gerekiyorsa, sabah 7’den önce ya da 9’dan sonra yola çıkmanız şart.

Kariyer Tavanı ve Network Sınırları
Evet, Teknopark güzel. Evet, remote çalışmak mümkün. Ancak şunu kabul edelim: “Senior Principal Engineer” ya da “CTO” gibi üst düzey pozisyonlar için fırsatlar hâlâ İstanbul ya da yurtdışı kadar fazla değil. Yüz yüze network kurmanın, bir konferansın kahve molasında yapılan sohbetin yerini hiçbir şey tutmuyor. Buradaki teknoloji toplulukları büyüyor ama henüz istenen seviyeye ulaşmadı. Akdeniz’in o rahat, “siesta” kültürü biraz bizlere de bulaşmış durumda.

Pahalılık ve “Turizm Ekonomisi”
Antalya artık sadece tatilcilerin değil, yoğun iç göçün de etkisiyle ciddi anlamda pahalı bir şehir haline geldi. Kiralar İstanbul’la yarışıyor. Market ve restoran fiyatları turistik sezona göre şekilleniyor. Eğer maaşınız İstanbul veya yurtdışı standartlarında değilse, bu pahalılık hayat kalitenizi düşürebilir.

Mevsimsel Dalgalanma ve Sosyal Yorgunluk
Yazın şehir kalabalık, gürültülü ve hareketli. Çalışma konforu için klima şart; sıcak ve nem insanı gerçekten tüketiyor. Kışın ise birçok yer kapanıyor, sosyal hayat yavaşlıyor. “Sakin” bir kış günü ile “kaos” dolu bir yaz günü arasında gidip gelmek, özellikle zihinsel yoğunluk gerektiren işlerimizde adaptasyon zorluğu yaratabiliyor.

Developer Enflasyonu ve Yapay Zekâ Gerçeği
Son dönemde yapay zekâ araçlarının yaygınlaşmasıyla birlikte, dünya genelinde olduğu gibi Antalya’da da developer enflasyonu yaşanıyor. Özellikle yeni mezun veya junior seviyedeki yazılımcıların işleri, otomasyon araçları tarafından yapılabiliyor hale geldi. Bu durum, sektörde iş bulmayı zorlaştırırken, firmaları deneyimsiz developer yerine yapay zekâ destekli çözümlere yönlendirdi. Kariyerini bir yazılım şirketinde geliştirmek isteyen gençler için bu, giderek büyüyen bir sorun haline geliyor.

Sonuç: Bir Tercih Meselesi
Antalya’da developer olmak, bir kariyer tercihi değil, bir yaşam tercihidir.

Burada kazandığınız şey; İstanbul’da kaybettiğiniz zamandır, huzurdur, doğayla yeniden kurduğunuz bağdır.
Kaybettikleriniz ise belki daha hızlı bir kariyer yükselişi, daha sık network fırsatları ve geniş bir profesyonel çevredir.

Eskiden “Antalya’da iş var mı?” diye sorulurdu.

Artık soru şu: “Antalya’da nasıl bir hayat istiyorsun?”

Ben, 30 yılın ardından, hâlâ işimin başında kahvemi yudumlarken, ekranımda parlayan kodlara ve arkamdaki dağ manzarasına bakıp bu tercihimden memnunum. Sizin için doğru ya da yanlış olanı yalnızca siz bilebilirsiniz.

Bence mesele, doğru tercihi yapmak değil, yaptığınız tercihe sonuna kadar sahip çıkmaktır.
Umarım bu samimi bakış, karar vermek isteyenlere küçük bir ışık olur.

Sorularınız olursa, bana rahatlıkla ulaşabilirsiniz.